11 Şubat 2012 Cumartesi

MİTOSLARDA EVRENİN OLUŞUMU VE YARADILIŞ

Mitoslar geçmiş toplumlar hakkında bilgilendirici efsanelerdir.
Ortadoğu’ya ait mitoslar hakkında bilgiler günümüze  arşivlerden, Yunan mitosuna ait bilgiler ise Homeros, Hesiodos gibi mitos yaratıcılarından ulaşmıştır.
Ortadoğu mitosları ritüellerden doğmuştur. Ritüeller, rahipler tarafından gerçekleştirilen dini söylencelerdir.
Yunan mitos yaratıcıları ise, konuya daha çok sanatsal açıdan yaklaşmıştır. Azra Erhat, Mitoloji Sözlüğü önsözünde şöyle der; ‘’ İlkçağ mythos’u layiktir, din adamının değil, sanatçının uğraşıdır, onun anlamı, yön ve biçimi din alanında verilmez, sanat alanında verilir. Asıl yaratıcısı da sözdür ve söz ustasıdır.’’
Mitoslarda gerçek aranmaz. Mitoslar, tanrıların yüceltildiği süslü sözlerdir.
Bu yazına konu edilecek olan, mitosların gerçekliği değil farklı toplumlarda aynı konuların, evrenin oluşumu-yaratılış, nasıl söylencelendiğidir.
Yunan  mitosunda evren yoktan var edilir ve öncelikle hakim olan Khaos’ tur. Sonsuz boşluk, sonsuz karanlık!
Hesiodos Theagonia’ nın başında Khaos’ tan şu şekilde söz eder;

Khaos’ tu hepsinden önce var olan
Sonra geniş göğüslü Gaia, Ana Toprak,
Sürekli, sağlam tabanı bütün ölümsüzlerin,
Onlar ki tepelerinde otururlar karlı
Olympos’ un,
Ve yol yol toprağın dibindeki karanlık
Tartaros’ ta…
Khaos’ tan Erebos ve kara Gece doğdu,
Gece’ dense Esir ve Günışığı doğdu, Erebos’ la sevişip birleşmesinden.



Mitosta, evrene hakim olan Khaos’ un ardından düzen (kosmos) kurulmaya başlanır. Bunun için ilk tanrı kuşağı olan geniş göğüslü toprak ana Gaia ve gökyüzü Uranos yaratılır.
Evrenin ilk babası Uranos, sonsuz ve tek iktidarını korumak için, doğan oğullarını toprağa gömer. Fakat Gaia buna daha fazla göz yummayıp, oğullarından en korkusuz olanı Kronos ile anlaşır. Ve bir gece, Uranos Gaia’ ya birleşmek için yaklaştığı sırada, oğul Kronos, babasının erkeklik organını tırpanla keserek, evrenin sonsuz ve tek iktidarını kendine geçirir.
Kronos da tıpkı babası gibi iktidarın büyüsüne kapılarak kendi oğullarını yutar. Ama, annesi ve büyükannesi tarafından Girit Adası’ nda saklanan Zeus büyür ve babasının karşısına çıkarak, kardeşlerini kusturur. Kardeşleri de Zeus’ a hediye olarak gök gürültüsü ve şimşek hediye eder.
Böylelikle iktidar, yeniden el değiştirir ve Zeus Olympos’ un en kudretli tanrısı olur.

Hesiodos Theogonia’ da şöyle anlatır Zeus’ u:

  Rheia Kronos’ un yatağına girince
  Şanlı evlatlar doğurdu ona:
  Hestia, Demeter, altın sandallı Hera
  Ve güçlü Hades, yerin altında oturan,
  Toprağı saran, uğultulu tanrı Poseidon,
  Ve temkinli Zeus tanrılar ve insanlar
  Babası

Yunan mitosunda ilk insanın yaradılışı, Kronos dönemindedir. İlk insan ırkı olarak bilinen bu ırka Altın ırk insanı denir. Ve bu altın ırk insanı sadece erkeklerden oluşur. Tanrılar kadar bolluk ve rahat bir yaşamları vardır.
İkinci insan ırkı, gümüş insan ırkıdır. Altın insan ırkı kadar zengin olmayan bu ırk, Zeus’ un yarattığı tunç ırkı ile savaşır. İki ırk insanı birbirleriyle savaşarak soylarını tüketir. Zeus sonra, kendine kahraman ırkı yaratır. Kahraman ırk, Troya ve Thebai savaşlarında savaşan ırktır.
Prometheus ile birlik olan insan ırkına kızan Zeus, ölümlü insana güzel bir bela olan kadını yollar. Böylelikle erkek insana kadın da katılmış olur.

Yunan mitosunda evrenin oluşumu ve insanın yaradılışı böyleyken, Mezopotamya’ da mitoslar, halkların dini işleyişleri ile alakalıdır. Mitoslar, ibadet düzenini yola koyup tapınaklarda rahipler tarafından yazılırdı.
Fırat-Dicle vadisine Mezopotamya’ nın kuzeydoğu’ sundaki dağlardan gelerek, burada önemli bir uygarlık yaratan Sümer halkının mitosları, gerek geldikleri yerin, gerek karşılaştıkları bölgenin mitosundan beslenmiştir.
Sümer yaradılış mitosunun başlangıcı, Gök Tanrı An ve Yer Tanrıça Kin’ i doğuran Nammu’ dur.
Sümer tanrılarının en büyüğü olan Enlil ve Ninlil’ den doğma Nanna’ dan (Ay Tanrısı) sonra ise evrenin diğer oluşumları tamamlanır.
Sümerler, Nanna’ nın Gaffeh’ le (yuvarlak kayık) Fırat nehri üzerinde yıldızlar ve gezegenler eşliğinde yolculuk ettiklerine inanırdı.
Sümer mitosunda insan ırkı, tanrılara yardımcı olmak için yaratıldı. İnsan, tanrıların tarlasında çalışıyor, hayvanına çobanlık ediyor, giysilerini giymesinde yardımcı oluyordu. Yine de insan ırkı, tanrılardan bir öz taşımaktaydı.

*O günlerde, tanrıların yaratış odasında,
  Onların Dulkug evinde Lahar’ a ve Aşnan’ a biçimleri verildi;
  Lahar ve Aşnan’ ın yapılışında,
  Dulkug Anunnaki’ si yediler ama doymadılar;
  Katkısız koyun sütlerini… ve iyi şeyleri,
  Dulkug Anunnaki’ si içtiler, ama kanmadılar;
  Katışıksız koyun sürülerinin sağlayacağı iyi şeyler hatırına
  İnsana nefes verildi.

Sümer yaradılış mitosundan başka, Mezopotamya’ da yaşamış Babilonya halkının yaradılış mitosu tabletlere yazılmıştır ve bu tabletler yedi adettir.
Birinci tablette, evrende öncelikle tatlı-su okyanusu Apsu ile tuzlu-su okyanusu Tiamat’ ın varlığı anlatılır. Bu tanrı kuşağı diğer tanrı kuşaklarını doğurmuştur.
Evrende ilk var olan tanrılar, Tiamat ve Apsu genç tanrılardan şikayetçi olurlar ve Apsu yardımcısı Mummu ile bir plan yaparak genç tanrıları yok etmeyi düşünür. Fakat bu durumu öğrenen genç tanrılar erken davranır ve Apsu’ yu uyutarak öldürürler.
İkinci ve üçüncü tablette, tanrıların Marduk’ a, Apsu’ nun intikamı için tam yetki verilmesi anlatılır.
Dördüncü tablette Marduk, Apsu’ yu öldüren Tiamat’ la teke tek mücadele eder. Marduk, Tiamat’ ın kalbini böler, yardımcılarını da yakalar. Daha sonra Marduk, Tiamat’ ın bedenini ikiye bölerek, bedeninin bir kısmını sırıklarla tutturarak gökyüzü yapar.
Beşinci tablette, Marduk’ un evreni düzene sokmak için işe koyulması anlatılır. Öncelikli işi bir takvim hazırlamaktır.
Altıncı tablette ise, insanın yaradılışı anlatılır. İnsan, Kingu’ nun kanından, tanrılara yardımcı olmak için yaradılmıştır.

Üç halkın yarattığı mitoslardan Yunan mitosunda, evrenin oluşumu yoktan var olurken, Sümer ve Babilonya’ da hiçlik kavramı yoktur.
İnsan ırkının yaradılışındaki kaderi ise tüm halklarda aynıdır; tanrılara hizmet, tanrıya karşı gelindiğinde de gazapla son bulma!..
Tüm mitoslarda ortak olan, bir ana yaratıcı ve onun doğurduğu evren düzenleridir.
Başka bir ortak yan ise, iktidar sahiplerinin iktidarlarını sonsuza dek sürdürme düşü…
İktidar karşıtı sesler gerek Antik Yunan’ da gerek Mezopotamya’ da itinayla, hınç ve hırsla bastırılmıştır.
Galiba tarih öncesinden günümüze değişmeyen ve değişmeyecek olan önemli ortak nokta da budur…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder